Yargıtay Hukuk Genel Kurulu T. 22.9.2021 E. 2017/3030 K. 2021/1077
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi T. 11.11.2020 E. 2020/1909 K. 2020/2968
“Eksik iş ve imalât, sözleşme ve eklerine göre yüklenici tarafından yapılması üstlenilip de yapılmayan iş ve imalâtlardır. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde sözleşmenin tarafı olan arsa sahibi kendisine ait bağımsız bölümleri daha sonradan 3. kişilere satmış olsa dahi mevcut hali ile ve eksiklikleri sebebiyle daha düşük bir bedelle satmış olacağından arsa sahibinin eksik işlerin giderim bedelini yükleniciden istemesi mümkündür. 3. kişilerin ancak arsa sahibi ile dava açmaları veya temlik sözleşmesi sunması halinde talep hakkı vardır.”
1. BAKİYE SATIŞ BEDELİ KONUSUNDA SÖZLEŞMEDEKİ SATIŞ BEDELİ İLE ÖDENEN BEDEL ORANLANMALI
2. DAVA KONUSU TAŞINMAZIN DAVA TARİHİNDEKİ RAYİÇ BEDELİ BELİRLENDİKTEN SONRA SATIŞ BEDELİNDEKİ ORANLAMAYA GÖRE SAPTANACAK BAKİYE SATIŞ BEDELİ DEPO ETTİRİLMELİDİR.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E. 2022/388 K. 2022/5107 T. 13.9.2022
“Dava konusu taşınmazın bedelinin bir kısmının ödenmediği görülmüştür. Mahkemece, taşınmazın yargılama sırasında ada parsel numarasının değiştiği gözetilerek, TBK'nin 97. maddesi uyarınca birlikte ifa kuralı gereğince taşınmazların dava tarihindeki rayiç değeri keşif yapılıp bilirkişi raporu alınarak saptanmalı, bakiye satış bedeli konusunda davacının sözleşmedeki satış bedeli ile ödemiş olduğu bedel oranlanarak, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedeli belirlendikten sonra satış bedelindeki oranlamaya göre saptanacak bakiye satış bedelinin depo ettirilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.”
SOMUT OLAYDA, SÖZLEŞMEDEKİ İŞİN SÜRESİ DE DİKKATE ALINDIĞINDA KARARLAŞTIRILAN MAKTU KİRANIN BİR YIL SÜREYLE GEÇERLİ OLACAĞININ KABULÜ OLAYIN ÖZELLİĞİNE DE UYN DÜŞECEKTİR.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi T. 20.07.2009 E. 2008/4993 K. 2009/4456
“Sözleşmeyle konulan kira tazminatı, edimin zamanında yerine getirilmesini güvence altına almak amacı taşımaktadır. Böyle bir şart konulmamış olsaydı alacaklı daha iyi durumda olacaksa, şartın amacı da gerçekleşmemiş olacaktır. Ayrıca sözleşmede asıl olan borcun sözleşme şartlarına uygun ve zamanında yerine getirilmesidir. İfanın uzun süreli olarak yerine getirilmemesi hali tarafların sözleşmeden bekledikleri bir durum değildir. O halde maktu olarak kararlaştırılan kiranın uzun süreli gecikmelerde dahi geçerli olacağının kabul edilmesi yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların sözleşmeden bekledikleri yarar ile iyiniyet kuralları ve hakkaniyete aykırıdır.”
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi T. 20.10.2014 E. 2014/5795 K. 2014/11358
“Ne var ki, bu tarihten sonra D.. A.. mirasçıları tarafından yapılan 16.12.2009 tarihli intikal işlemi ile taşınmazın paylı olarak adlarına tescili sağlanmış olduğuna göre taksim sözleşmesinin varlığından ve geçerliliğinden söz edilemez. Davanın açıldığı tarihte davaya konu taşınmaz paylı mülkiyete konu olup 07.09.2009 tarihli taksim sözleşmesi daha sonra yapılan intikal işlemi ile bozulmuştur. Mahkemece ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle taksim sözleşmesine değer verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi T. 21.12.2020 E. 2020/4904 K. 2020/8027
“Bu durumda, davalının zamanaşımı itirazının süresinde yapılmadığına ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olduğu söylenemez ise de; hem değişik iş sayılı dosyada aldırılan heyet raporu hem de eldeki bu davada aldırılan bilirkişi roporu dikkate alındığında, dava konusu daire içinde ve teras balkonunda meydana gelen çökme ve ayrılmalar TBK 244/3 maddesi kapsamında satıcının ağır kusuru kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte olduğunun ve buna göre de davanın zamanaşımına uğramadığının kabulü gerekir.”
İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ KISMİ DAVA OLARAK AÇILMASI VE DAVA AÇILIŞ TARİHİNDEN İTİBAREN BİR YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN GEÇMESİNDEN SONRA ISLAHLA MİKTARIN ARTTIRILMASI DURUMUNDA ISLAH İLE ARTTIRILAN MİKTAR BAKIMINDAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi T. 05.12.2024 2024/8873 E. 2024/9570 K.
“Eldeki davanın, dava dilekçesi ile talep edilen ve harçlandırılan 5.000,00 TL yönünden kanunda öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, ne var ki ıslahla artırılan miktar yönünden itirazın iptali davası için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü sürenin, itiraz niteliğinde olup hakim tarafından re'sen dikkate alınması gerektiği, bu sebeple ıslah ile artırılan miktar bakımından hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2015/27966 K. 2019/74 T. 7.1.2019
“Somut uyuşmazlıkta, davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna ücret bildiriminin gerçek ücreti üzerinden yapılması talebinin karşılanmaması üzerine, iş akdinin davacı işçi tarafından feshedildiği dosyadaki bilgi, belgeler ve özellikle davacı işçinin işyeri arkadaşlarına ve davalı işverenin müşteri çevresine gönderdiği elektronik posta içeriğinden anlaşılmaktadır. Haklı nedenle dahi olsa iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı talep edemeyeceği gözetilerek, davacının ihbar tazminatı talebinin reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.”
