Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/6310 K. 2021/11809 T. 22.11.2021
"Taraflar arasındaki 10.04.2012 tarihli sözleşme ile 17.11.2012’de yapılacak düğün organizasyonu ile ilgili olarak “Alınan kaparo iade edilemez. Merasimden vazgeçildiği takdirde aynı tarihli gün ve saat satılmaz ise anlaşmadaki ücret tam alınır.” şeklinde düzenlenmiş 1. maddesinin mahkemece haksız şart olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır."
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, E. 2016/16977 K. 2019/8248 T. 19.09.2019
"…davalı işleten; poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacaktır. (aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle) Eğer limitin altında bir zarar varsa davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. Davalı araç sürücüsü ise poliçe ilişkisinin tarafı olmadığı ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, sigorta şirketi tarafından yapılan 44.750,00 TL TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona erecek, sigorta ödemesinin üstünde kalan zarar miktarından ise sürücü sorumlu olacağı gözetilerek…"
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi T. 28.3.2018, E. 2018/2698, K. 2018/6873
"Fakat tanık ifadesinden anlaşılacağı üzere davacıya “ya istifa dilekçesini imzalarsınız ya da haklarınızı mahkeme kanalıyla almak için 1 sene - 2 sene uğraşırsınız” denilmiştir. Bu bir baskıdır. Davacının istifa dilekçesi imzalarken iradesi davalı tarafından baskı ile fesada uğratıldığı gibi kıdem tazminatının ödenmesi de savunması ile çelişkilidir."
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, T. 17.12.2019, E. 2019/5103, K. 2019/12386
"Mahkemece tespit edilen ve gerçekeleşen olaylara göre eşine “Sürtük, kaltak” şeklinde hakaret eden,' “S...tir ol git, yüzüğünü bırakıp eşyalarını da alıp git" diyerek evden kovan, eşini kastederek tanık...'ye "Nerede kaldığı, ne yaptığı belli değil, ben 10 tane karı bulurum, ancak bir tane ana bulamam" dediği anlaşılan erkeğin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılmıştır."
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, T. 27.10.2014, E. 2014/11405, K. 2014/11609
“Ancak uygulamada yazlık ihtiyacı yaşam biçimi olarak sürekli konut ihtiyacının bir devamı olarak nitelendirilmiştir. Bu ilkeden hareketle taraflara yazlık ihtiyacına yönelik delillerinin ibrazı için imkan tanınarak dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ve mimari yapısı itibariyle yazlık nitelikte olup olmadığı hususunun araştırılması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, T. 11.09.2013, E. 2013/10024 K.2013/12186:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi T. 4.10.2016, E. 2015/20218, K. 2016/13513
"Mahkemece, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda, davalı-karşı davacı kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek, kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. "
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, T. 7.10.2015, E. 2014/36560, K. 2015/28622
“Bu durumda mahkemece,davaya konu mesken niteliğindeki bağımsız bölümler yönünden davanın tefrik edilerek Tüketici Mahkemesi sıfatı ile görülmesi,eldeki davaya ise sadece dava konusu dükkan yönünden devam edilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile uyuşmazlığın tamamının genel mahkeme sıfatı ile görülüp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır.”