Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2015/20218 K. 2016/13513 T. 4.10.2016
"davacı-karşı davalı erkeğin de eşine karşı ilgisiz olduğu, eşini sürekli özel günlerde ve sosyal ortamlarda yalnız bıraktığı ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında, davalı-karşı davacı kadın da dava açmakta haklı olup, Türk Medeni Kanununun 166.maddesi koşulları kadının davası yönünden gerçekleşmiştir."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2023/907 K. 2023/2083 T. 28.3.2023
"…davalı kiracı tarafından 2020 yılı kira bedeli olarak yatırılan miktarın hesaplanan değerden fazla olması, kira bedelinin tadil edildiği anlamına gelmeyeceği, davacı tarafça 2020 yılı kira bedelinin yatırılan miktar olarak belirlendiği yönünde davalı tarafın imzasını taşıyan yazılı bir belge ibraz etmediği gibi davalı tarafın bu yönde açıkça bir kabulünün de bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir… Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA…"
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, E. 2015/343 K. 2016/3919 T. 27.06.2016
"Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin TMK' nın 692. maddesi gereğince bütün paydaşların kabulü ve uygun irade beyanları ile yapılması gerekir. Tüm paydaşların aynı anda sözleşmeye imza koymaları zorunlu değilse de, makul süre içinde paydaşlardan bir veya bir kaçı ile yapılan sözleşmeye icazet vermeleri yahut ek sözleşmelerle asıl sözleşmeye katılmaları zorunludur. Tüm paydaşların katılmadığı veya icazet vermediği sözleşme geçersizdir."
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E. 2022/2881 K. 2023/2678 T. 12.9.2023
"Yapı ruhsatı alma yükümlülüğü iş sahibine ait ise de yüklenicinin basiretli bir tacir gibi davranması ve eser sözleşmesindeki özen ve ihbar yükümlülüğü gereğince iş sahibinin bir an önce yapı ruhsatını alması, aksi halde yapı ruhsatı olmadan inşaata devam edemeyeceğini iş sahibine ihbar etmesi gerekmektedir. Karşı davacı yüklenici yapı ruhsatının alınmasını iş sahibinden istediğini ile sürmekte ise de bunu yazılı bir delil ile ispatlayamamıştır. Bu durumda, özen ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen yüklenicinin sözleşmenin iş sahibi tarafından eylemli olarak feshinde kusurlu olduğunun kabulü gerekir."
Yargtıay 23. Hukuk Dairesi E. 2015/1139 K. 2016/3422 T. 6.6.2016
"Davalı yüklenici, kademeli devir şartlarına uygun olarak devir yapılmadığını savunmuş ise de .../…davalı yüklenici tarafından gönderilen ihtarname teslimin kararlaştırıldığı tarihten sonra olup davacıya kademeli devir yapmadığı yönünde temerrüde düşüren bir ihtarname değildir. Bu durumda edimleri yönünden alacaklıyı (arsa sahibini) temerrüde düşürmeyen borçlunun (yüklenicinin) edimlerinin ifasında gecikmesi halinde bu gecikmenin sonuçlarına katlanmak zorundadır."
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2018/1752 K. 2018/2834 T. 3.7.2018
"Eser sözleşmesinin yüklenicinin kusuru ile feshedilmesi halinde arsa sahiplerinin uğradığı menfi zararlar arasında, arsada bulunan ve yüklenici tarafından yıkılan binanın objektif değeri ile bu yıkım nedeniyle elde edilemeyen kira gelirlerinin ve sözleşmede kararlaştırılmışsa inşaatın yapımı süresince yüklenicinin ödemeyi kabul ettiği arsa sahibinin oturacağı ev için ödediği kira bedelinin de bulunduğu Dairemizin yerleşik içtihatları ile kabul edilmekte ve uygulanmaktadır."
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi T. 30.11.2016 E. 2015/13230 K. 2016/7104
“Davacı dava dilekçesinde itirazın kaldırılması ve davalının tahliyesini talep etmiş, mahkemece; tahliye taahhütnamesinde tahliye edilecek yerin adresinin yer almadığı, bu nedenle taahhüdün geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir… Davalının icra takibinde tahliye edilecek taşınmazın adresinin bulunmadığına yönelik itirazının da olmadığı gözönünde bulundurularak, geçerli tahliye taahhüdüne dayanarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen red kararı doğru değildir.”
Anayasa Mahkemesi T. 22/2/2024, E. 2023/116, K. 2024/56