
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNDE KİRALANAN TAŞINMAZIN ADRESİNİN YER ALMASI ZORUNLU UNSUR DEĞİLDİR. ADRES YER ALMASA DAHİ TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ GEÇERLİDİR
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi T. 30.11.2016 E. 2015/13230 K. 2016/7104
“Davacı dava dilekçesinde itirazın kaldırılması ve davalının tahliyesini talep etmiş, mahkemece; tahliye taahhütnamesinde tahliye edilecek yerin adresinin yer almadığı, bu nedenle taahhüdün geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir… Davalının icra takibinde tahliye edilecek taşınmazın adresinin bulunmadığına yönelik itirazının da olmadığı gözönünde bulundurularak, geçerli tahliye taahhüdüne dayanarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen red kararı doğru değildir.”
Icra mahkemesince verilmis bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmis olmakla, dosyadaki bütün kagıtlar okunup geregi görüsülüp düsünüldü.
Dava, tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine iliskindir. Mahkemece taahhüdün geçersiz olması sebebiyle davanın reddine karar verilmis, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmistir.
Davacı alacaklı, 01.10.2012 baslangıç tarihli yazılı kira sözlesmesine dayanarak davalı hakkında 08.10.2014 tarihinde baslattıgı icra takibinde 05.11.2012 keside ve 30.09.2014 tarihli tahliye taahhütnamesine dayanarak davalının tahliyesini istemistir. Ödeme emrinin tebligi üzerine davalı borçlu süresinde takibe itiraz etmistir. Davacı dava dilekçesinde itirazın kaldırılması ve davalının tahliyesini talep etmis, mahkemece; tahliye taahhütnamesinde tahliye edilecek yerin adresinin yer almadıgı, bu nedenle taahhüdün geçerli olmadıgı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmistir.
Takibe ve davaya dayanak yapılan 05.11.2012 tanzim tarihli adi nitelikli tahliye taahhütnamesi sözlesme tarihinden sonra düzenlenmis olup taahhütname içeriginde kiracısı oldugum tasınmaz ibaresi bulunmaktadır. Davalı kiracı itirazında taahhütnamedeki imzasını inkar etmemis, kira iliskisine karsı çıkmamıstır. Davalının icra takibinde tahliye edilecek tasınmazın adresinin bulunmadıgına yönelik itirazının da olmadıgı gözönünde bulundurularak, geçerli tahliye taahhüdüne dayanarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen red kararı dogru degildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve IIK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde pesin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30/11/2016 tarihinde oybirligiyle karar verildi.