Dava Şartı Arabuluculuk
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun m. 3/1 hükmü gereğince, kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 41. maddesi ile 1/9/2023 tarihinde yürürlüğe girmek üzere İş Mahkemeleri Kanunu m. 3/I’ e “Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında da birinci cümle hükmü uygulanır” ibaresi eklenmiştir.
Dava şartı arabuluculuk kapsamına alınan uyuşmazlıklardan ilki, iş sözleşmesinden doğan taleplerdir. Örneğin, işçilerin temel ücret, ücret ekleri, yakacak, yemek, servis gibi ayni yardımların parasal karşılığı, ikramiye, prim, gece zammı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin alacağı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları, yeni iş arama izni ücreti, işveren temerrüdünden kaynaklanan ücret alacağı, aracılık ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ayrımcılık tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle bakiye ücret tutarındaki tazminat, haksız fesih tazminatı, sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı, talepleri dava şartı arabuluculuk kapsamına girmektedir. Ayrıca İş Mahkemeleri Kanunu’nda açıkça vurgulandığı üzere işe iade davaları bakımından da dava şartı arabuluculuk hükümleri işletilmelidir.
Sözü geçen düzenleme gereğince, sadece işçiler değil, işverenler de iş ilişkisinden kaynaklanan alacak talepleri için dava açmadan önce arabulucuya başvurmalıdır. Bu kapsamda ihbar tazminatı, cezai şart, avans ya da eğitim harcamalarının iadesi gibi taleplerde de ancak arabuluculuk aşaması işletildikten ve sürecin anlaşmama şeklinde sonuçlanmasından sonra dava açılabilecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun m. 5/A,1 hükmüne göre: “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m. 73/A maddesi gereğince, Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
- Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
- Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
- 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
- 74 üncü maddede belirtilen davalar
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar
Resmi Gazete’de 05/04/2023 tarihinde yayımlanan 7445 Sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un m. 37 hükmüyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/B hükmü eklenmiştir. İşbu hükme göre, 01/09/2023 tarihinden geçerli olmak üzere,
- Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar,
- Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar,
- 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda
dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır olarak kabul edilmiştir.
Resmi Gazete’de 05/04/2023 tarihinde yayımlanan 7442 sayılı Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesi ile 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 13. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Tarım Kanununun 13. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendine göre, tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu uyuşmazlıklarda sözleşmeli üretim konusunda uzmanlık eğitimi almış olan arabulucular; bu eğitimi alanların bulunmaması durumunda diğer arabulucular görevlendirilir.
Dava şartı arabulucuğa ilişkin genel usul hükümleri, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A maddesinde yer almaktadır. İşbu Kanun’un m. 18/A,2 hükmü gereğince, davacı, dava açarken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.