Arabulucu Kimdir?
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 2/1,a hükmüne göre, arabulucu, arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişidir.
Bir kişinin arabulucu olarak görev yapabilmesi, arabulucular siciline kayıt olmak üzere yazılı olarak başvuru yapması ve bu başvurunun kabulü hâlinde mümkündür.
Arabulucular siciline kayıt belli şartlara bağlanmıştır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 20 hükmünde, araulucular siciline kayıt olmanın şartları sayılmıştır:
- Türk vatandaşı olmak.
- Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak.
- Tam ehliyetli olmak.
- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık, gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma, yalan tanıklık ve yalan yere yemin suçlarından mahkûm olmamak.
- Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak.
- Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmak.
Kanun, Türk vatandaşı olmak şartı aradığı için, yabancılar arabuluculuk yapamayacaktır. Hukukumuzda Kanun kapsamında arabuluculuk faaliyeti, şu an için sadece hukukçuların arabulucu olarak yer alacağı bir faaliyet olarak kabul edilmiştir.
Arabulucular siciline kayıtlı olmak kaydıyla, avukatlar, arabuluculuk yapabilirler. Herhangi bir tereddüde yer vermemek amacı ile Kanun’un 35. maddesinin ilk fıkrası ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlıkla Birleşebilen İşler” başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasına “arabuluculuk” ibaresi eklenmiştir. Fakat doğal olarak, hem tarafsızlık ilkesini zedelememek hem de başka sıkıntılara mahal vermemek için bir uyuşmazlıkta arabulucu olarak görev yapmış bir avukat, daha sonra aynı uyuşmazlık için yapılacak yargılamada, taraflardan birinin avukatı olarak görev yapamayacaktır. İşbu husus, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 9/4 hükmünde açıkça belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen koşulları taşımayan birkişinin arabulucular siciline kaydedilmiş olması veya arabuluculunun sonradan bu koşullardan birini kaybetmesi halinde, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 21/1 hükmü uyarınca, Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından arabulucunun kaydı silinecektir.
Arabulucular sicilinden silinmeyi gerektiren bir diğer durum da, 6325 sayılı Kanun’da öngörülen yükümlülüklerin, arabulucu tarafından yerine getirilmediğinin tespiti halinde söz konusu olabilir. Burada yükümlülükten kastedilen, Kanun’un özellikle gizlilik (HUAK, madde 4), görevi özenle ve tarafsız biçimde yerine getirme (HUAK, madde 9), reklam yasağı (HUAK, madde 10) ve tarafların aydınlatılması (HUAK, madde 11) ile ilgili olan yükümlülüklerdir. Bunun yanında, arabulucunun aidat ödeme yükümlülüğüne (HUAK, madde 12) uymaması halinde yine aynı uygulama ile karşılaşacağını söylemek mümkündür. Bu durumda, Daire Başkanlığı, arabulucuya yazılı bir uyarı yapar, bu uyarıya uyulmaması hâlinde arabulucunun savunmasını alındıktan sonra, gerekirse adının sicilden silinmesini Arabuluculuk Kurulu’ndan talep eder (HUAK, madde 21/2). Sicilden silinme durumu ortaya çıkaran üçüncü bir hâl de arabulucunun talebidir. Arabulucu, sicilden kaydının silinmesini her zaman talep edebilecektir (HUAK madde 21/3).