Türkiye Arabulucular Etik Kuralları karşılaştırmalı hukuktaki etik ve uygulama kuralları dikkate alınarak ülkemizin arabuluculuk sistemi ile sosyal ve kültürel değerlerine uyumlu olacak biçimde, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından hazırlanmış olup, Arabuluculuk Kurulu tarafından gözden geçirilerek kabul edilmiştir.
Arabuluculuk ücreti, tarafların başvurdukları arabuluculuk yöntemine, tarafların anlaşıp anlaşamama durumlarına göre farklılık arz etmektedir.
İhtiyari arabuluculuk süreci sonunda taraflar anlaşsın veya anlaşmasın arabuluculuk ücreti her halde taraflarca karşılanmaktadır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 7/2 hükmüne göre, arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır. Ancak taraflar işbu hükmün aksini kararlaştırabilir.
Dava şartı arabuluculukta ise 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A, 12 hükmüne göre, tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
Ancak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m. 73/A,3 hükmü gereğince, istisnai olarak dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı tüketici uyuşmazlıkların anlaşma ile sonuçlanması halinde dahi arabuluculuk ücretinin tüketici tarafından ödenmesi gereken kısmı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre(iki saatlik ücreti aşmamak üzere) Adalet Bakanlığı tarafından ödenmektedir.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
Ancak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m. 73/A,3 hükmü gereğince, istisnai olarak dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı tüketici uyuşmazlıklarda, arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hâlinde tüketicinin ödemesi gereken arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Ancak belirtilen hâllerde arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin Birinci Kısmına göre iki saatlik ücret tutarını geçemez. Ayrıca arabuluculuk faaliyeti sonunda açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması hâlinde arabuluculuk ücreti, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.
İhtiyari arabuluculuk hükümlerine tabi uyuşmazlıklarda, taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir. Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya kadar uzatılabilir. (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 13,14,15)
İhtiyari arabuluculuk hükümlerine tabi uyuşmazlıklarda, taraflardan biri, arabuluculuk teklifinde bulunabilir, aksi kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 13/2)
Buna karşılık, dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi uyuşmazlıklarda, taraflardan en az biri, dava açmadan önce uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer adliye arabuluculuk bürosuna, adliye arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne arabuculuk başvuru yapmalıdır. (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A,4) Başvuru üzerine, adliye arabuluculuk bürosu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden arabulucuyu belirler. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.
Dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı iş uyuşmazlıklarında, başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır. (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun m. 3/5 hükmü)
Dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı uyuşmazlıklarda, arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerini sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder. Mahkeme kararı büro tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve onuncu fıkrada belirtilen süreler yeni görevlendirme tarihinden başlar. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir. Yetkili büro, altıncı fıkra uyarınca arabulucu görevlendirir. (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A,8)
Dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı uyuşmazlıklarda, arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A,9) Ancak dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı ticari uyuşmazlıklarda, Türk Ticaret Kanunu’nun m. 5/A,1 hükmüne göre: “Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. Ayrıca dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı, tarımsal üretim sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren iki hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
Dava şartı arabuluculuk hükümlerinin uygulandığı uyuşmazlıklarda, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A, 11 hükmü gereğince, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. Ancak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m. 73/A,2 hükmü gereğince, işbu hüküm tüketici aleyhine uygulanmaz.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun m. 3/1 hükmü gereğince, kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 41. maddesi ile 1/9/2023 tarihinde yürürlüğe girmek üzere İş Mahkemeleri Kanunu m. 3/I’ e “Bu alacak ve tazminatla ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları hakkında da birinci cümle hükmü uygulanır” ibaresi eklenmiştir.
Dava şartı arabuluculuk kapsamına alınan uyuşmazlıklardan ilki, iş sözleşmesinden doğan taleplerdir. Örneğin, işçilerin temel ücret, ücret ekleri, yakacak, yemek, servis gibi ayni yardımların parasal karşılığı, ikramiye, prim, gece zammı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin alacağı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları, yeni iş arama izni ücreti, işveren temerrüdünden kaynaklanan ücret alacağı, aracılık ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ayrımcılık tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle bakiye ücret tutarındaki tazminat, haksız fesih tazminatı, sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı, talepleri dava şartı arabuluculuk kapsamına girmektedir. Ayrıca İş Mahkemeleri Kanunu’nda açıkça vurgulandığı üzere işe iade davaları bakımından da dava şartı arabuluculuk hükümleri işletilmelidir.
Sözü geçen düzenleme gereğince, sadece işçiler değil, işverenler de iş ilişkisinden kaynaklanan alacak talepleri için dava açmadan önce arabulucuya başvurmalıdır. Bu kapsamda ihbar tazminatı, cezai şart, avans ya da eğitim harcamalarının iadesi gibi taleplerde de ancak arabuluculuk aşaması işletildikten ve sürecin anlaşmama şeklinde sonuçlanmasından sonra dava açılabilecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun m. 5/A,1 hükmüne göre: “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un m. 73/A maddesi gereğince, Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Şu kadar ki, aşağıda belirtilen hususlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz:
- Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
- Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
- 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar
- 74 üncü maddede belirtilen davalar
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar
Resmi Gazete’de 05/04/2023 tarihinde yayımlanan 7445 Sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un m. 37 hükmüyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/B hükmü eklenmiştir. İşbu hükme göre, 01/09/2023 tarihinden geçerli olmak üzere,
- Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar,
- Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar,
- 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda
dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır olarak kabul edilmiştir.
Resmi Gazete’de 05/04/2023 tarihinde yayımlanan 7442 sayılı Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesi ile 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 13. maddesinde değişiklikler yapılmıştır. Tarım Kanununun 13. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendine göre, tarımsal üretim sözleşmesinden doğan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Bu uyuşmazlıklarda sözleşmeli üretim konusunda uzmanlık eğitimi almış olan arabulucular; bu eğitimi alanların bulunmaması durumunda diğer arabulucular görevlendirilir.
Dava şartı arabulucuğa ilişkin genel usul hükümleri, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun m. 18/A maddesinde yer almaktadır. İşbu Kanun’un m. 18/A,2 hükmü gereğince, davacı, dava açarken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.